Yaşamdaki detaya bu kadar önem veren Osmanlı
insanının elbette mücevhere de derin bir saygı duyması, inceliklerine emek
vermesi çok doğal. Dolayısıyla mücevher ustalarının kıymeti de ayrıydı. Osmanlı
sarayında kuyumcular, "ehl-i hiref" denilen ve el sanatlarıyla
uğraşanların oluşturduğu zümrelerden biriydi.
Sarayda kuyumcular, bir
ustanın yanında çıraklıktan başlayarak zaman içinde kalfa ve usta olarak
yetişirdi. Topkapı Sarayı'nın Orta Kapısı ile Akağalar kapısı arasında kalan, Bîrun
denilen bölümde yaşamaktaydılar. En kıdemlilerine "kuyumcu başı"
denirdi. Osmanlı kuyum işlerinin başında padişahların saray atölyelerine ve
kuyumculara yaptırdıkları en değerli eserler gelmektedir ki bunlar arasında
Kâbe'ye gönderilmek üzere yapılanlar, Hırka-i Saâdet için yapılanlar ve
padişahların kendileri için yapılanları sayabiliriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder